Ana Sayfa / Haber / 13 Mart Dünya Böbrek Günü

13 Mart Dünya Böbrek Günü

13 Mart Dünya Böbrek Günü

“Böbrekleriniz de yaşlanır, tıpkı sizin gibi !”.

 Son yıllarda kronik böbrek yetmezliği tüm dünyada adeta bir salgın şeklinde giderek artış göstererek ciddi bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Bu hastalığın önemine dikkat çekmek için her yıl Mart ayının ikinci Perşembe günü “Dünya Böbrek Günü” olarak kutlanmaktadır.

PAÜ Hastanesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Belda Dursun yaptığı açıklamada ; ”Kronik böbrek hastalığının en sık görülen nedenleri şeker hastalığı, yüksek tansiyon, nefritler, kistik böbrek hastalıkları ve ürolojik (idrar yollarında taş veya tıkanıklık) problemlerdir. Kronik böbrek hastalığı çoğu kez hastalık son aşamaya gelene dek fark edilmemektedir. Bunun nedeni erken evrelerde hemen hemen hiç belirti vermemesidir. Halsizlik, çabuk yorulma, iştahsızlık, geceleri daha sık idrara çıkma, kaşıntı, konsantrasyon bozukluğu, göz çevrelerinde ve ayak-bacaklarda şişlik yakınmaları belirtilerinden bir veya birkaçına sahip olan kişilerin böbrek hastalığı açısından araştırılması gerekir. Hastalığın sinsi seyretmesi erken tanı konulmasını da zorlaştırmaktadır. Bu nedenle böbrek hastalığı tanısı ancak bireylerde düzenli sağlık taraması yapılarak konulabilir. Böbrek hastalığı açısından yüksek risk oluşturan gruplar arasında şeker hastaları, hipertansiyonu olan hastalar, obezitesi bulunan kişiler, sigara içenler, 50 yaşın üzerindeki bireyler, idrar tetkikinde kan veya protein atılımı tespit edilenler, ailesinde diyabet, hipertansiyon veya böbrek hastalığı olan bireyler yer almaktadır. Kan basıncı ölçümünü de içeren iyi bir muayene yanında basit bir idrar ve kan analiziyle, böbrek hastalığı olup olmadığı anlaşılabilir. Bu yılki Dünya Böbrek Günü teması şöyle belirlenmiştir: “Böbreklerimiz de yaşlanır, tıpkı sizin gibi”. 40 yaşından itibaren böbreklerin süzme işlevi her yıl %1 oranında azalmaktadır. Yaş ilerledikçe artan şeker hastalığı ve yüksek tansiyon böbrek işlevlerini bozabilir. Bu nedenle 50-60 yaş üzerindeki bireyler yılda en az bir kez böbreklerini kontrol ettirmelidirler. Erken teşhis ve tedavi edilemeyen kronik böbrek hastalığı son dönem böbrek yetmezliğine ilerlemekte ve diyaliz (periton diyalizi ve hemodiyaliz) ve böbrek nakli gündeme gelmektedir.”dedi.

Aslında, kronik böbrek yetmezliğinin en önemli ve etkin tedavi şekli önlenmesidir. İşte bu noktada koruyucu hekimlik yaklaşımları ön plana çıkmaktadır. Özellikle kronik böbrek hastalığı olan veya bu açıdan yüksek risk taşıyan bireylerde böbrek fonksiyonun korunması son derece önem arz etmektedir. Böbrekler için risk taşıyan ilaçlar (bazı antibiyotik ve ağrı kesici ilaçlar) kullanılırken, tanı ve/veya tedavi amaçlı girişimlerde (iyotlu kontrast maddeler gibi) böbrek fonksiyonlarının hekim tarafından izlenmesi ve koruyucu önlemlerin alınması çok önemlidir. Böbrekler, vücudumuzdaki diğer organlar arasında boyutuna kıyasla çok daha fazla kanlanma özelliğine sahiptirler; bu nedenle özellikle riskli kişilerde, herhangi bir enfeksiyon, böbreklere zararlı olabilecek ilaç veya madde alımından ileri derecede etkilenirler. Sözkonusu durumlarda su alımında da azalma olması bu olumsuz yönde etkilenmeyi daha da arttırabilir.

Kronik böbrek hastalığının önlenmesinde toplumun tüm katmanlarına sorumluluk düşmektedir. Özellikle çocukluk ve gençlik dönemindeki bireylerde hipertansiyon, şişmanlık ve diyabet hastalığının önlenmesi son derece önemlidir. Aşırı tuzlu ve yüksek kalorili beslenme şeklinin terk edilmesi, kilo kontrolünün sağlanması, daha sağlıklı beslenme yöntemlerinin ve düzenli egzersizin bir yaşam biçimi olarak benimsenmesi, düzenli sağlık kontrollerinin yaptırılması gelecek nesilleri kronik böbrek hastalığından korumak açısından önemlidir. Böbrek hastalıkları konusunda toplum olarak farkındalığımızın arttırılması kronik böbrek yetmezliğinin önlenmesi konusunda atılacak en önemli adımdır.