Ana Sayfa / Haber / TÜRKİYE’DE VE AVRUPA’DA PREMATÜRE DOĞMAK” PANELİNE YOĞUN İLGİ

TÜRKİYE’DE VE AVRUPA’DA PREMATÜRE DOĞMAK” PANELİNE YOĞUN İLGİ

TÜRKİYE’DE VE AVRUPA’DA PREMATÜRE DOĞMAK” PANELİNE YOĞUN İLGİ

Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi,  Denizli AB Bilgi Merkezi  işbirliğiyle Dünya Prematüre Gününü kutladı. Prematüre sorunları konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla, 17 Kasım Dünya Prematüre Gününde Forum Çamlık AVM’de “Prematüre Gücü” isimli bir fotoğraf sergisi, 21 Kasım günü de “Türkiye’de ve Avrupa’da Prematüre Doğmak” adlı bir panel düzenledi.

 Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı ev sahipliğinde gerçekleştirilen panelin açılışında, Pamukkale Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Erdur, ülkemizde, dünyada olduğu gibi her 10 bebekten birinin prematüre doğduğunu, her 30 saniyede bir bebeğin prematürelik nedeniyle kaybedildiğini ve bu kayıpların dörtte üçünün aslında önlenebilir olduğunu belirtti.

Denizli AB Bilgi Merkezi Koordinatörü Ayşegül Kiraz, kadınlardan çocuklara, gençlerden engelli bireylere kadar halkın her kesimine yönelik sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirdiklerini, bu sene Dünya Prematüre Gününü kutlamaya karar verdiklerini ifade etti. Kiraz,  Denizli AB Bilgi Merkezi olarak Dünya Prematüre Gününü kutlarken, herkesi bu konuda farkındalığa davet etti.

Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hacer Ergin ise, birer ‘prematüre gönüllüsü’ olarak gördüğünü ifade ettiği katılımcıların kısa bir süre gözlerini kapatıp, prematüre annesi veya babası olduklarını hayal etmelerini istedi. Prematüre doğan bebeklerin yenidoğan uzmanları tarafından deneyimli merkezlerde bakılmalarının onların sağlıklı, konforlu ve engelsiz olarak yaşamlarını sürdürebilmeleri açısından ne kadar önemli olduğuna vurgulayan Ergin, “hep birlikte prematürenin mor rengini güllerin pembe, göklerin mavi rengine çevirelim” dedi.

İzmirli sanatçı Zafer Suntekin’in prematüre bebekler ve aileleri, yenidoğan uzmanları ve hemşireleri için bestelediği “Minnacık Güzel Bebek” adlı şarkının dinletilmesinden sonra panele geçildi. Oturum başkanlığını üstlenen Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nilgün Kültürsay, Pamukkale Üniversitesi ve Denizli AB Bilgi Merkezi’nin işbirliğini tebrik ederek, böylesine hassas bir konuda farkındalık oluşturmak için Avrupa Birliği’nden kaynak alabilmenin önemini vurguladı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saadet Arsan, neonatolojinin tarihçesini özetleyerek,  Türkiye’nin 2000 yılında binde 21 olan neonatal ölüm hızını 2010 yılında binde 10’a düşürerek OECD ülkelerinin 30 yılda kat ettiği mesafeyi 10 yılda kat ettiğine dikkat çekti ve yenidoğan sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına ilişkin bilgiler paylaştı.

 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Yalaz, anne rahminden erken ayrılan prematürelerin,  uzaysal bir boşluk olan küvözde bakımları esnasında ağrılı girişimlerden, gürültüden sakınılması, bebeklerin anne sütüyle beslenmesi ve anneleriyle ten-tene temaslarının sağlanması gerektiğini etkileyici örneklerle anlattı. Yenidoğan yoğun bakım alanında teknoloji ve mortalite açısından Avrupa ile Türkiye arasında aslında pek farkın kalmadığını belirten Yalaz, Avrupa’da aile merkezli bakım daha yaygın iken, Türkiye’de annelerin bebekleriyle yoğun bakımda daha fazla birlikte olabilmeleri için olanakların yetersiz olduğunu sözlerine ekledi. Prematüre bebek ve ailesinin yaşadıklarını anlatan bir de kısa film paylaşan Yalaz, katılımcılara duygusal anlar yaşattı.

 Bir prematüre annesi olarak katılımcılara seslenen Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji Embriyoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülçin Abban Mete, henüz 30 haftalık iken 1.290 gr dünyaya getirdiği oğlu Erdem’in yenidoğan yoğun bakımdaki yaşam mücadelesini ve ailesi olarak kendilerinin hissettiklerini anlattığı duygu yüklü sunumuyla tüm katılımcıları etkiledi.

Prematüre bebek ve ailesinin hangi sorunlarla yüzleştiği, bu alanda bilinmeyenler ve göz ardı edilenler konusunda farkındalık yaratmak, Avrupa ve Türkiye’deki durumu karşılaştırmalı olarak da gözler önüne sermek amacıyla organize edilen panele akademisyenlerden üniversite öğrencilerine, bebek bekleyen ailelerden, prematüre bebek ebeveynlerine kadar farklı kesimlerden katılımcıların yoğun ilgisi dikkatlerden kaçmadı.