Göğüs Cerrahisi
Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Göğüs Cerrahisi alanında en son teknolojik ve bilimsel gelişmeler ışığında hasta yataklı ve ayaktan tedavi hizmetini sunmaktadır. Bir üniversite Anabilim Dalı olarak alanımızla ilgili her türlü bilimsel gelişmeyi takip ederek, klinik ve deneysel araştırmalar yaparak ülke ve dünya genelinde önemli bir göğüs cerrahisi merkezi olmayı hedeflemekteyiz.
Bölge referans merkezi olarak etkin, hızlı kaliteli, gelişmiş tıbbı olanaklarla donanımlı olarak ameliyat, poliklinik ve acil hasta bakımını gerçekleştirmektir. Ayrıca öğrenci ve asistan eğitimi çalışmaları da sürdürülmektedir.
ALANIMIZLA İLGİLİ HASTALIKLAR VE AMELİYATLAR
Akciğerin bir çok hastalığı bulunmaktadır. Ancak bunlardan bir kısmı Göğüs Cerrahisi biliminin ilgilendiği hastalıklardır. Tedavisi cerrahi olmayan diğer hastalıklar Hastanemizin Göğüs Hastalıkları Bölümünün ilgi alanına girmektedir. Aşağıda, özellikle ülkemizi en çok ilgilendiren ve merkezimizde tedavisi yapılan başlıca hastalıklar görülmektedir:
Akciğer Tümörleri
Akciğer´in iyi huylu ve kötü huylu tümörleri bulunabilir. Ne yazık ki, sigara içimine de bağlı olarak, en sık olarak, kötü huylu tümörlerine rastlanır ki bu tümörlerin bir diğer adı da Akciğer Kanseri dir. Akciğer kanserinde özellikle erken evrelerde cerrahi tedavi yüz güldürücüdür. Erken evrede yakalanarak uygun bir şekilde tamamen çıkarılmış bir tümörü olan hastanın, kanserden TAMAMEN kurtulması mümkündür. Yakalanan evre ne kadar küçükse bu olasılık o kadar artar. 1 cm´lik tümörlerde bu oran %90 civarındadır. Bu nedenle, akciğer kanserini erken yakalamak için, 35 yaşından sonra özellikle sigara içen HERKESİN YILDA BİR KEZ röntgen çektirmesi, hatta mümkünse 40 yaşından sonra yılda bir kez göğüs tomografisi çektirmesi uygundur (Tomografi uygulaması, A.B.D.´de ve birçok batılı ülkede uygulanmamakta, ancak, Japonya´da uygulanmaktadır. Japonya´da yakalanan akciğer kanserlerinin yarıdan fazlası ilk evrede yakalanmaktadır. Bu oran A.B.D.´de %15 civarındadır. Ülkemizde ise çok daha düşük olduğu düşünülmektedir) Akciğer kanserinin ilk belirtileri, hiç geçmeyen uzun süre (1 ay ya da daha fazla) devam eden öksürük, göğüs ağrısı, neden olmaksızın (diyet vb) aşırı kilo verme, çok sık akciğer infeksiyonu geçirme, bir süredir tedaviye rağmen bol balgam çıkarma gibi belirtiler olabilir. Böyle durumlarda, en kısa zamanda bir göğüs cerrahisi veya göğüs hastalıkları uzmanına başvurmak gerekir.
Akciğer'in Kist Hastalıkları
Ülkemizde oldukça sık rastlanmaktadır. Tedavisi cerrahi müdahale ile mümkün olan bir hastalıktır. Kötü huylu değildir. Çoğunlukla, aşısız ve köy ortamında yetişen kedi ve köpeklerin tüyünde bulunan parazit yumurtalarından oluşur. Şehirde yetişen, çiğ et yemeyen veya aşılı evcil hayvanlarda bulunmaz. Çekilen akciğer röntgenlerinde çoğunlukla görülür.
Tüberküloz (Verem) ve Akciğer´in Diğer İltihaplı Hastalıkları:
Akciğerin iltihaplı hastalıkları (Bronşit, zatürre vb), çoğunlukla, uygun tıbbi tedaviler ile tamamen ortadan kalkabilen hastalıklardır. Ancak, kişinin, bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda, ya da doğuştan akciğerde veya solunum sisteminde süregelen bazı hastalıklarda (kistik fibrosis, astma vb) bu infeksiyon hastalıkları, çok uzun sürebilir ya da çok sık tekrarlayarak, akciğerin düzelemeyecek bir şekilde bozulmasına yol açabilir. Bu gibi durumlarda ameliyat gerekir. Bu tip hastalıklara verilebilecek, en sık rastlanan örnek Bronşiektazi dir. Tüberküloz (verem) hastalığı ise, vücudun her yerinde gözükebilen bir iltihabi hastalıktır. Hastalığa Mycobacterium tuberculosis adında bir bakteri neden olur. Vücutta en sık akciğerlerde olur. Genelde vücut direnci düşmüş kişilerde, en sık olarak kötü ve dengesiz beslenen kişilerde görülür. Uygun tedavi ile tamamen iyileşebilir. Üstelik, tüm ülkemizde, köylerde dahil, verem ilaçları herkese ücretsiz verilir. Ancak, verilen tedavi düzenli uygulanmazsa (ki genellikle 6 ay ya da 1 yıl düzenli tedavi gereklidir) tüberküloz mikrobu akciğeri telafisi olmayacak bir şekilde bozar . Bu durumda cerrahi tedavi kaçınılmaz olur. Tüberküloz için yapılacak en iyi davranış, uygun aşılamaları yaptırtmaktır. Hastalığın saptanması durumunda ise, verilen tedaviyi aksatmadan uygulamak çok önemlidir.
Akciğer´in İleri Amfizem Hastalığı:
Özellikle, uzun süreli sigara içimine bağlı akciğerin kronik (süreğen, uzun süreli) tıkayıcı hastalığı (tıp dilinde; KOAH) tıp dilinde Amfizem denen en çok nefes darlığına neden olan durumdur. Bu hastalığın tedavisinde ilaçla tedavi esastır. Ancak, ileri dönemlerinde ilaç tedavisi pek yarar sağlamamaya başlar. Bu dönemde, nefes darlığı da hızla artar ve hayati tehlike oluşturmaya başlar. Tüm dünyada bazı merkezlerde 1993 yılından beri yapılan ve araştırma safhasını henüz bitirmemiş olan bir ameliyat ile, hastaların %80-90´ında solunum sıkıntısı azaltılabilmektedir. Bu ameliyatın adı: Akciğer´in Hacim Azaltıcı Ameliyatı dır. Ancak, her amfizem hastasına yapılamamaktadır. Bu ameliyat için hastada bir grup şartın gerçekleşmesi gereklidir. Merkezimizde bu ameliyatlar başlamış ve yapılan hastaların şu ana kadar tümünde nefes darlığında azalma gözlenmiştir.
Akciğer´in Bül´lü Hastalıkları:
Bül, akciğerde oluşan kenarı ince balona benzer yapıdır. Diğer açılardan tamamen normal olan akciğerlerde de bulunabilir. En sık olarak, sigara bağlı kronik (Süregen, uzun süreli) tıkayıcı akciğer hastalıkları (tıp dilinde; KOAH) na sahip kişilerde uzun sürede oluşur. KOAH´lı hastalarda 1-2 yıl içinde giderek artan nefes darlığı bulunduğunda bu hastalıktan şüphelenilebilir. Cerrahi tedavi ile, nefes darlığı azalabilir ya da tamamen ortadan kalkabilir.
Akciğer in Doğuştan Gelen Hastalıkları:
Tüm organlarda olduğu gibi, akciğerde de, doğuştan gelen bazı nedenlerle bir grup hastalık oluşmaktadır. Bu hastalıkların, genellikle nedeni, doğum öncesi ´anne - karnındaki dönem´ de bebek gelişimi esnasında olan bazı yanlış oluşumlardır. Bu tip durumlar, genellikle hayati tehlike yaratmazlar.Ancak, bazen bebeklik, bazen de erişkinlik döneminde rahatsızlıklar meydana getirebilir. Bu durumlarda da cerrahi tedavi gerekebilir.Bu tip hastalıkların özel bir belirtisi yoktur. Ancak, genel olarak bir akciğer rahatsızlığının araştırılması sırasında konunun uzmanları tarafından yapılan ileri tetkikler ile ortaya çıkarılabilir.
Göğüs Kafesinin Doğuştan Gelen Hastalıkları:
Göğüs kafesi, doğuştan gelen bazı sebepler ile özellikle ön-orta kısımda bazı anormallikler gösterebilir. Bunların başlıcaları: Göğüs kafesinin ortasının çökme göstermesi (tıp dilinde ; Pectus excavatum), göğüs kafesinin çıkıntı yapması (tıp dilinde; Pectus carinatum)dır. Her iki durumda da cerrahi yöntem ile düzeltme yapılabilmektedir. Son yıllarda kapalı yöntem olarak bilinen Nuss ameliyatıda kliniğimizde uygulanabilmektedir.
YAPILAN AMELİYAT VE İŞLEMLER
Tanıya yönelik ameliyat ve işlemler
- Fleksibl bronkoskopi
- Rijid bronkoskopi
- Servikal, aksiller vs yüzeyel biyopsiler
- Skalen biyopsi
- Açık akciğer biyopsisi
- Video yardımlı torakoskopi ile plevra ve parankim biyopsileri
- Servikal mediastinoskopi
- Anterior mediastinotomi
- Özofagoskopi
- Plevra kapalı biyopsileri
Yataklı Servis
Pamukkale Üniversitesi Hastaneleri
Plaza Binası 4. Kat
Kınıklı Kampusü- Kınıklı/DENİZLİ
Tel : 0258 296 6144
Poliklinik
Pamukkale Üniversitesi Hastaneleri Poliklinik Binası 1. Kat
Kınıklı Kampusü- Kınıklı/DENİZLİ
Tel : 0258 296 5721